28 Aralık 2013 Cumartesi

Gün 18. En sevdiğiniz kitabın adı yazınıza ilham versin.

Kitabın adı;'Ben mutlu bir down annesiyim.' Çok ama çok etkilenmiştim kitaptan.Çok doğal çok içten çok yürekten yazılmış gerçek bir hayat. O kadar etkilenmiştimki Allah karşıma çıkarttı kitabın yazarını ve baş kahramanı:) Çok sevdik birbirimizi.Çok sevinmiştim.Şahane bir anne ve çok iyi bir yazar olduğunu söyleme şansı kaç kişiye nasip olur bilmem. Elçin hnm.'ın sabrı ve sevgisi beni kendine hayran bırakmıştı. İyiki o kitabı okumuşum,iyiki elçin hnm.ı ve erel'i tanımışım.herkese de tavsiye ederim. Hayat ve sevgiye değer veren herkesin içini ısıtacak bu soğuk ve karmaşık günlerde.

Gün 17. Bugüne kadar yaptığınız en güzel tatili yarattığınız bir karakter yaşamış gibi anlatın.

Oh la la... Paris 2003, 9 Şubat... Ben ve şuanda eşim olan ama ozaman sadece peşimi bırakmadığı için benimle Parise gelen kocam. Ne karakter yaratıcam işte karakterler gerçek hayattan alınma. 9,10,11,12,13,14,15,16,17 tam 9 gün. Elimizde bir gezi kitabı.Ansiklopedi de diyebiliriz,oradan oraya gezdik. Çooook güzel yemekler yedik.Benim iş aşkımdan 4 koca günü ben fuarda geçirdim.4 güne ne gerek vardıysa... 1 bilemedin 2 günde bitir işini gez dolaş.Yok ben beceremedim. Bu sebepten Eiffel 'e gecenin bir vakti çıktık.Sacre coeur klisesine ve molin rouge 'a da karanlıkta gittik. La Fayette saatler geçirdik,Champs Elysees'e den ayrılmak istemedik,pompidue da sergi gezdik.istiridye yedik, Disneyland 'e gittik.Birlikte 9 gün nasıl geçti anlamadık bile.Zaman yetmedi, Louvre müzesine girmedik bile...HErşeye rağmen hayatımın en güzel tatiliydi. 14 Şubatta şimdiki eşimden ilk evlenme teklifini aldım.Daha henüz başlamıştık ilişkimize bişey söylemek için erkendi... 2 sene sonra 2005 ,9 Şubatta kar yağarken ailelerimizle birlikte küçük bir merasimle yüzüklerimizi taktık. İyiki o tatil olmuş,iyiki birbirimizi o tatilde tanımışız.

17 Aralık 2013 Salı

Gün 16. Son yediğiniz yemeği tüm detaylarıyla anlatın, ağzımız sulansın.

Izgara Somon,fırında biberiyeli tatlı patates ve sarmısaklı tereyağlı ıspanak sote. Ay yazarken bile ağzım sulandı.Neyini anlatııım bunun.

Gün 15. İyi ya da kötü, herhangi bir çocukluk anınıza yeniden hayat verin, bugünkü içgörülerinizle tekrar bakın.

Merve, Sena, ben bir apartmanda yaşları birbirine yakın 3 kız cocuguyduk. Bütün oyunlar hep birlikte oynanırdı.Merveyle annelerden dolayı daha sık bir araya geliyorduk. Birgün bana Merve gelip Senayı çekiştirdi.Bende aaa öylemiymiş deyip bide üstüne evet ya bana böyle yapıyo dedim. Sonra Sena geldi.Merveyi çekiştirdi.Ben aynı şekilde Senayada aaa öylemiymiş deyip bide bana böyle yapıyo dedim. Meğer bunlar anlaşmışlar beni kandırıyolarmış.Sonra bir araya geldik.Bunlar benim yüzüme vurdular bu durumu.Bende evet söyledim ,sende söylediğin için diye kendimi savundum kendimce:) İyikide yapmışlar.Kimse hakkında arkasından konuşmamayı daha okula bile gitmeden öğrenmiş olmuştum.Ve nekadar yakın olursan ol kimseye güvenme.HAtta kimse hakkında kötü konuşma. Ne güzelmiş çocukluk.Ne güzelmiş deneyim ederek hayata başlamak. İyiki varsınız çocukluk arkadaşlarım:)

Gün 14. “Fırtınalı ve karanlık bir geceydi…” Yazıya bununla başlıyoruz, sonra neler oluyor bakıyoruz.

Fırtınalı ve karanlık bir geceydi.Geceyse zaten nasıl aydınlık olacakki.Onu da anlamadım. Fırtına pencerelerde ıslık gibi ses çıkartıyordu.Ama içim sıcacık çikolata kıvamındaydı. Yağmur tıpır tıpır vururken cama ağaçların sallanmasını seyrediyoduk kızımla. Babamızın işten gelmesini bekliyoduk sabırsızlıkla.Ve işte beklenen an geldii.Camdan bize el salladı elinde minik paketlerle yılbaşı gecemizi kutlamak üzere çorbamızın altını kapatıp babaya kapıyı açtık...

Gün 13. Hep hayalini kurduğunuz evde yaşıyor olsanız nasıl bir şey olurdu onu yazın.

Bembeyaz , aydınlık ,ferah ,güzel bir manzarası olan ve bahçesi olan.rengarenk çiçekleri,çeşit çeşit sebzeleri olan. Kış bahçesi olan.Denize yakın ve girebileceğim bir denizi olan bir sahilde. İçinde kocamın ve kızımın sağlıklı ve mutlu olduğu...

13 Aralık 2013 Cuma

Gün 12. Sevdiğiniz birini bir karaktere çevirin ve onun hakkında yazın.

Super T. Yani kocam.Yani bizim süper kahramanımız. Sabahın kör karanlığında kalkıp ,karmaşık İstanbul trafiğinde savaşıp para kazanmaya gidiyo. Karısını, kızını, annesini; yani hayatındaki önemli kadınların her ihtiyacında yanında olmaya çalışıyo, çalışmakla kalmıyo hiçbirşey onlardan önemli diil.Bunu onlara her fırsatta hissettiriyo. Sevgisini ilgisini hiç esirgemiyo.Bunlarda yetmiyo başka herkesin her ihtiyacına koşabiliyo. Çocukla çocuk ,büyükle büyük oluyo.İnsanla konusurken kendini önemli hissetiriyo. Sırtında bir yük var zannederken bir bakıyosun arkandan kaldırmış yükünü, sana hafifletmiş senin haberin bile olmadan. Bizim minik dünyamızın büyük süper kahramanı o.

12 Aralık 2013 Perşembe

Gün 11. İlk işiniz hakkında yazın.

Hahahaha.İlk para kazandığım iş puantajlık. Cok kel alaka ama para için yaptığım bir iş oldu.Beyoğlunda bir stüdyoda.Arkadaşım Ayşegülün babası sinema işiyle uğraşıyodu.Bana İngilizce biliyosan para kazanmak istermisin dedi.Bende tabiiki deyip atladım işe. Puantajlık demek;Hani filmlerde alt yazılar görüyorsunuz.İşte onların nezaman erkanda çıkması gerektiğini belirleyen kişilere deniyor,elinizde bir makara filmi sararken dinliyorsunuz bu arada izlemiyorsunuz.cumlenin başladığı yerin üzerine bir puan yapıştırıyosunuz.Diğer bir birimde oralara alt yazıları yerleştiriyor Çok komikti.Bir kere yaptım bu işi.Hiç unutmuyorum.20.000.000 TL. kazanmıştım. Bu parayla bir çeyrek altın alınabiliyodu.Bende çıkışta taksimde yürürken bir kuyumcuya girip hemen çeyrek altınımı almıştım.Eve gidince anneme verdim altını.Çok duygulandı.O günden beri pek bereketlidir kazandığım her kuruş çok şükür...

11 Aralık 2013 Çarşamba

Gün 10. Eskiden yazdığınız bir şeyi bulun. Girişini tekrar yazıp ona yepyeni bir ton verin.

Canım kızım, Bu senin beyaz defterin.Bu deftere senin yaptığın tatlı mimikleri ,minik hareketlerini,ilk'lerini yazıcam. Kızımın defterinin ilk satırlarını yazarken biraz daha toz pembe görüyomuşum. Anne olmanın bu kadarda zor olacağını düşünmeden sunu yazıcam bunu yazıcam demişim:) YAzsana nekadar uykusuz olduğunu,hayatında duymadığın başağrılarını,uyumak isteyip birturlu ha uyandı ha uyanacak korkusuyla ayakta geceleri,ağladığında sanki yüreğin parçalanıyomus gibi hissetmelerini. Yooook.o gerçekler onunda anne olmasına korkmaya sebep olur.Zor gerçekler bitarafa ben hala beyaz deftere pembeleri yazıyorum. Bugunun pembeside ilk dişimiz.Ve tatlı kızımın minik gözleri ilk defa Kar gördü.Kar gibi sağlam,sağlık veren,mikropları temizleyen,bembeyaz dişlerin olsun.Minik kuzum...

10 Aralık 2013 Salı

Gün 9. Bir kafedesiniz, başınızı kaldırdınız ki kimi göresiniz! “Kimi” kısmı size kalmış, buyrun yazıda anlatın.

Bir kafedeyim,başımı kaldırdım ki Kimi göreyim!Dominico Dolge. O da kim diyeceksiniz.Dolge&Gabbana markasının Dolgesi:) Gerçekten bir kafede; tabiki Milanoda ; kafamı bir kaldırdım karşımdaydı. Yanımda ozamanki tasarım direktörüm de vardı.İkimizde şaşırdık. Bize gülümseyerek selam verince daha bir şaşırdık tabiki. NEdense çok heyecanlanmıştım.MEslekten dolayı sanırım bir hayranlık. Sanki bir çizgi karakterini gerçekte görmek gibi bişey. Çok eğlenmiştim.Hala aklıma geldiğinde gülümsediğimi fark ediyorum. Cooook güzel günlerdi...

Gün 8. En sevdiğiniz şarkıyı alın, ismi ve sözleri yazınıza ilham olsun.

Sende kendi payından bir hatıra seç Ve o ben olayım unutma Beni unutma... Üzerine yazacak hiçbir şey bulamıyorum.Sezen zaten yazmış...

Gün 7. En sevdiğiniz mevsimi yazınızda okuyuculara da yaşatın.

Yaz tabiiki. Sıcacık,masmavi deniz,beyaz çakıl taşları,yada sarı kumlar... Terlikler,rahat incecik giyisiler,akşamüstü akşamsefası kokusu, limonata mümkünse çilekli:)Zeytin yağlılar ve datça domatesi. Palamutbükü Mavi BEyazda yan gel yat keyfi.Akşamüstü türk kahvesi ve soda. Denizden hiç çıkmak istememek ve sonu gelmesin isteği...

7 Aralık 2013 Cumartesi

Gün 6. “Mutfakta penceremin önünde duruyorum…” Başlangıç cümlesi bu, gerisi serbest.

Mutfakta penceremin önünde duruyorum,yine o sarı kedi gelmiş özenle yerleştirdiğim renkli saksılarımı itip kendine yer açmış.Belliki buz gibi soğukta sıcak bir yuva arayışında.Her seferinde kızıyorum onun bu zorla kendini yerleştirmesine ama bugun radyoda dinlediğim sözler bana onunda sıcak bir ortama ihtiyacı olduğunu hatırlatıyo.Kızımı sıcacık kollarımda sararken onunda bu soğuk havalarda sıcak penceremin önünde ısınmasına ,anne sefkatinden onunda nasibini almasına izin veriyorum artık.Soğuk kışta ısınabileceğiniz pencere önleri bulabileceğiniz, karnınızıda kolay doyurabileceğiniz güzel bir kış geçirin köpüşler ve kedişler...

6 Aralık 2013 Cuma

Gün 5. Bir rüyanızı veya kabusunuzu hikaye şeklinde yazın.

Anneannemlerin yaşadığı Zonguldaktaki evdeyim.Müstakil evin mutfakta küçük bir balkonu var.Akşam televizyon seyrederken hep birlikte birden mutfaktan ses geliyor. Anneannemle birlikte gidip kapıyı açıyoruz.Bir sokak çingenesi sırtında çuvalı kap kacak istiyo.Anneannem kaplara bakmak için arkasını döndüğünde çingene beni sırtına yuklenip ağzımı kapatıp evden kaçırıyo ve uzaklaştırıyo.Bağırmaya çalışıyorum bağıramıyorum.Ağzım mühürlenmiş gibi... Bu rüyayı gördüğümde belki ilkokula bile gitmiyodum.Bu rüyadan yıllar sonra Zonguldaktaki o evden bir gün ağzım mühürlenmiş içim burkulmuş bir daha dönmemek üzere ayrılmıştım.Artık ne o eski ev ne içindeki sıcaklık ne de içinde oynadığımız güzel bahçe var.Yerine bir apartman ve içinde mutlu yaşayan başka insanlar var...

Gün 4. Kafanızdan bir karakter atın ve onun hikayesini yazın

Emilie, Fransada,Paris de yasayan bir dugmeci.Dunyanin degisik ulkelerinden degisik , farkli ,eski, yeni bir suru dugme toplayan bir kadin.Bu ise yillar yillar once baslamis.Buyuk buyuk anneannelerden kalan bir meslek.Aslinda kendi olusturduklari bir meslek.Dunya uzerinde onlardan baska bu isi yapan bir aile yok.Emilie ismi bile bir gelenek onlar icin.Annelerin ; anneannelerin ismide hep Emilie... Her dugmede bir hikaye olduguna ve bu hikayelerin birbirine etki ettigine inanmislar her bir Emilie.Afrikadan aldiklari bir dugmenin bombelerinin dogurganligi etkiledigini,Viyanadan aldiklari kus motifli dugmenin kullanan kisiye sesinin daha guzel olmasini sagladini,Anadoludan getirdikleri nar seklindeki dugmelerin kisinin bereketini artirdigini gormusler..Bu küçük mucizeler onları hep cok mutlu etmiş. Bastille'deki minik dukkana bir gun bir kiz cocugu girmis.Umut dugmeleri istiyorum demis.Emilie elbisenin ne rek oldugunu sormus.Kız 'Siyah 'demiş. Emilie beyaz düğmeleri çıkartmış.Kız şaşırmış.Hem elbisenin rengini sordunuz hemde ilgisiz bir renk verdiniz.Üstelik tam zıt bir renk.Emilie dugmenin yaninda bir de kalem uzatmis..Bu da elbiseninizin renginde düğme desen kalemimiz.Kiz bu isten birsey anlamamis.Emile demiski Yalniz bu dugmeyi verirken bir sartimiz var.Elbiseyi mutlaka uzerinizde gormemiz gerekir'.kiz 'Peki' deyip dukkandan ayrilmis.Birkac gun sonra kiz tekrar gelmis.Elbise uzerinde.Dugmeler ozenle elbiseye dikilmis.Dugmeler beyaz ama uzerinde Emilie'nin verdigi kalemle cizilmis desenler var.Bu desenler kucuk kizin umutlarinin deseniymis.Emilie gulumseyerk bakmis kiza.Bu kadar umudun varken bir daha bu dugmeden istemene gerek olmadığını anladin sanirim.Kücük kiz gulerek tesekkur etmis.Ve meşe palamutlu düğmelerden bir düzine alarak dükkandan ayrılmış...

4 Aralık 2013 Çarşamba

Gün 3. Dünyada istediğiniz bir yere gidebilecek olsanız nereyi seçerdiniz, düşünün. Oradaki deneyiminizi yazın.

Aslında en cok görmek istediğim yer Rio De Janerio. Ama şu an sıcak bir sahil krem gibi kumlar hafif bir serinlik.palmiye ağacları,rahat bir hamak kucağımda kızım yanımda kocamla birlikte olmak isterdim. Sanırım hindistan yada tayland sahilleri adalarından birini tarif ettim. Egzotik deniz ürünleri,akşam üstü minik turlar,küçük tekne gezileri,sahane meyve karısımları.vanilyalı dondurma. kuzuzmuzun tatlı tatlı uyuması için minik bir salıncak.minik bikinisini giydirip denizde yuzmeyi ögretmek.Kocamla dalıp denizlerin dibini kesfetmek... Ben galiba yaz'ı yasayamadığım için kış bastırmadan yaz'ı özledim. Dünyanın en güzel yeri sevdiklerimin olduğu yerdir ama biraz sıcaklık ve denizde hiç fena olmazmıs:)

3 Aralık 2013 Salı

Gün 2. Herhangi bir kitabın, herhangi bir sayfasını açın ve bir satır seçin. O satırla yazıya başlayın, gerisi sizden…

Gün 2. Ebeveynler bebeklerinin tüm bir gününe bakmaları gerektiğinin veya tüm bir güne uyum gerektiğini önceden bilmezler. Bunu tabiki bebek gelişimiyle ilgili kitabımdan aldım. Zorluklarla mücadele ederken aldığım kitabın sayfaların birinde öylece duryodu ve cuk oturmuştu günüme. Bu işin böyle bişey olduğundan haberi olmayan ben,ooo cocukta yaparım kariyerde derken evin içinde kaldım 6 ay:) dünyanın en güzel en zorşeyiymiş meğer. Annelerimiz o yüzden hep 'Anne olunca anlarsın' derlermiş.Evet annecim.Çoook iyi anladım seni.Babamıda...

2 Aralık 2013 Pazartesi

Gün 1. Yazınıza “Bir varmış, bir yokmuş” ile başlayın.

gun 1 Bir varmış bir yokmuş. Bu benim ilk gözağrıma itafen olsun. Onun hakkında ilk defa böyle biryerde yazıyorum.Kimsenin okuyacağı da yok ya zaten:) Dunyanın en güzel duygusunu yasatıp bir an geldi gittiğini hissettim. Aslında yaşatan o değil Tanrıydı. Bu büyük gücü içinde hissetmek ve sabrını yaşamak hayatımın dönüm noktalarından biri oldu. Tek başıma değildim hiç bir anında herkes ama herkes yanımdaydı. Hergün şükrettim.Tanrının bana yasattığına.Cünkü biliyorumki bir sebebi vardı. Bir hayrı vardı. İşte benim üstü kapalı bir varmış biryokmuş'umda 15 Mart 2011 günü saat 11.00 de yaşandı... Bir vardı ve bir yoktu...